Blogger tarafından desteklenmektedir.
RSS

Personal Taste

Personal Taste. Romantik, komik, sevimli bir diziydi. Ben artık amerikan romantik komedilerini bıraktım iyiden iyiye. Çünkü beceremiyorlar, duyguyu yansıtamıyorlar. Koreliler bu konuda bence çok başarılı. O yüzden onları izliyorum bol bol.


Image and video hosting by TinyPic


Konusu esas kızımız Kae In 28 yaşında babasının yaptırdığı mimarlık şaheseri diye nitelendirilen Sangoje'de yaşayan hafif asosyal, son derece paspal, sakar, ahşap mobilya tasarımcısı bir kızcağız. Aynı zamanda çok dağınık ve pasaklı :) En yakın arkadaşı Kim-In Hee ile yaşıyor. Gene mimar olan ve esas oğlanımızın kanlı bıçaklı olduğu Chan Ryul ile çıkıyor. Ama aynı zamanda haberi olmadan In Hee ve Chan Ryul evlenmek üzereler. Chan Ryul ondan ayrılmak istediğini söylüyor ve In Hee ile evleneceğini söylemeyi beceremiyor. Kae In In Hee'nin nikahına gidince öğreniyor herşeyi.

Esas oğlan Jean Jin Ho ise yine mimar. Tabi Kae In ile saçma sapan bir başlangıç yaptıkları için birbirlerinden hoşlanmıyorlar. Lakin bir sanat galerisinin mimarlar için açtığı bir yarışmanın esin kaynağı Sangoje olduğunu duyunca evin içine sızmak için In Hee'den boşalan odayı tutmaya çalışır. Bunun için tek engel vardır, oda erkek olması. Ve gay'im diye yalan atar, Kae In ile aynı evde yaşamaya başlarlar.


Image and video hosting by TinyPic


Bu o kadar kolay olmaz tabii. Kae In çok saf, temiz bir kız olsa da, bir yandan çok dağınık ve pasaklıdır. Öncelikli olarak evi temizlemekle başlarlar işe. Kae In çok yorulur tabii.


Sonrasında Kae In'in kalbi çok kırıktır normal olarak. Chan Ryul ve en yakın arkadaşı sayesinde üzülür her genç kız gibi "ben ne yaptım ki?" modlarında takılır. Chan Ryul'un "seni gördüğüm ilk gün yağmurda ıslanmış köpek yavrusu gibiydin o yüzden çok sempatik geldin" lafına çok sinir oldum mesela.


Image and video hosting by TinyPic


Jin Ho evi temizlediği gibi Kae In'i de ele alır ve "gerçek bir kadın" olmasını sağlamaya başlar. Ona bir erkeğe nasıl davranması gerektiğini, bakımlı olmayı falan öğretir. Bu arada Kae In ona bağlanmaya ve güvenmeye, en yakın arkadaşı kisvesini yüklemeye başlamıştır.


Ben şu aşağıdaki görüntüye bayılmıştım mesela. Bir erkekle yüz maskesi yapıp salak salak takılmayı isterdim herhalde :) Ben sanırım yanında kendimi çok doğal hissettiğim bir erkekle olacağım bunu anladım iyice. Şimdiye kadar doğal hissettiklerimle çok iyi arkadaş, hissetmediklerimle ise kasılıp kalmaktan başka şey yapamıyorum, neyse kısmet tabi :))


Image and video hosting by TinyPic


Image and video hosting by TinyPic


Kae In yavaş yavaş Jin Ho'ya hisler beslemeye başlar. Ama gay diye bildiği için içine gömmeye çalışır. Bu arada değiştiği için Chan Ryul'un ilgisini tekrar çekmeye başlamıştır (pis!adi)


Image and video hosting by TinyPic


Gerisi anlatmayayım. Yeterince anlattım bile. Dediğim gibi çok şirindi. Özellikle o Sangoje'ye bayıldım resmen o ne güzel evdir öyle. Ve ben amerikalı tipli (charlie hunnam gibi, ian somerhalder gibi, jensen ackles gibi) ama uzak doğu ruhlu bir adam istiyorum. Her dizide anime de dediğim gibi anlayışlı, böyle bir ince ruhlu olmaları pek güzel geliyor.


Aynı zamanda dizinin esas oğlanı Jin Ho yani Lee Min Ho aynı benim çocukluk arkadaşım, kuzenim Fevziyenin erkek versiyonu. Ve hatun Kae In ise Sweetie Leaf Sevil. Ben çok benzettim ya. İzlerken ay çocuk aynı Fevziye, kız ne çok benziyor Sevile diye izledim :)


Edit; Son anda aklıma geldi, diziye bir konuk vardı. Daha önce ki Lie To Me ve Coffee Prince kritiğimden hatırlayacağınız Yoon Eun Hye'da dizide konuk oyuncu olarak karşımıza çıkıyor.


Sonunda herşeyi tatlıya bağladılar. Zaten kore dizilerinin en sevdiğim tarafı da bu olsa gerek. Tavsiye ediyorum bunu da tabii.


Image and video hosting by TinyPic

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Coffee Prince

"Mr. A. Miss B. There’s no room for me. Not even in my dreams."


Kore dizilerinde ilk aşkım Coffee Prince'di. Öyle güzel dizi ki, yer yer çok güldüm, ağladım, bitmesin istedim.

Gel gelelim diziye... Bu diziyi twitterdan bana suspusningi tavsiye etti. İsmi çekti önce "Coffee Prince" benim gibi kahve insanı hemen atlar tabi. Ama şöyle söyleyeyim çok güzel bir dizi. Sıcacık, eğlenceli, bazı yerlerde iç acıtan ve çoğusunda sevimli. Soundtracki de güzel. Üste en sevdiğim şarkıyı Adult Child-Sad Thing'i iliştirdim. Konuya gelirsek Han-Gyul zengin bir ailenin burnu havada oğlu. Hiç bir iş yapmadan baba parası yer modda takılır. Aslında bir hayali, sevdiği şeyler vardır, oyuncak tasarlama (lego odası vardı, onları tasarlıyormuş beyimiz, öldüm bittim!)Amerika'dan Kore'ye gelir, annesi ve büyük annesi onun doğru dürüst bir iş yapmasını, evlenmesini isterler.Bu sırada Eun Chan olaya dahil olur. Kızımız babası öldüğünde ailenin reisi olmuş ve türlü işlerle evi geçindiren, erkek mi kız mı belli olmayan bir hatun. Küçük oğlan çocuklarına benziyor. Bir gün bir dalavere çevirerek Han-Gyul'dan para tırtmaya çalışınca, beyimiz çakar ve onu annesinin ve büyük annesinin bulduğu kızları kaçırmakta kullanır. Sonra büyük annesi eski harabe dükkanı kafe açıp 3 ay işletmesini sonra ne yaparsa yapmasını isteyince. Güzel bir kahve dükkanı açar. Eun Chan'da çalışmaya başlar.Bir sorun vardır, herkes onu erkek sanıyordur. Kafe'nin adını da Coffee Prince koyunca ses çıkaramaz ve erkekmiş gibi devam eder. Tabi olaylar karışır... Bu kadar yeter bence :)Ben kimi yerde çok güldüm, kimi yerde ağladım, bir şeyleri hatırlattı bu dizi bana... Yoon Eun Hye çok sevimli hatun ya. Bende bir çokları gibi trt'de yayınlanan Düşlerimin Prensi ile tanıdım onu. Burada tamamen farklı bir karakter olmuş.


Kafe çok güzeldi ama, bayıldım. Özellikle yerler, mekanlar, o müzik adamı kuzenin evine öldüm bittim. Dizideki dostluk arkadaşlık, o samimi ortam hemen içine çekiyor sizi, mutlaka izleyin. Eun Chan'ın süper güç veren sütüyle, size XOXO derken, bir sonraki Yoon Eun Hye dizisi olan Lie To Me'ye başlayayım.

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS