Blogger tarafından desteklenmektedir.
RSS

Mistresses




Yaz sezonunun dikkat çekici dizilerinden Mistresses sezon sonu finalini yaptı. Ama ne finaldi öyle. 

Eğer Sex and the City, Lipstick Jungle ve Desperate Housewifes severseniz bu dizi biçilmiş kaftan. Hepsinden biraz biraz var. 

Diziye baktığımız zaman ismi çok dikkat çekiciydi. İnsan bir sürü metres falan bekliyor lakin çok fazla yok. Tamam bir Karen var. Aldatılma var bol miktarda. 

İlk başta bol bol sevişme var ki sonlara doğru pek göremiyoruz. 



Savi, Joss, April ve Karen eskiden beridir çok yakın olan arkadaşlar. Savi ve Joss zaten kardeş. 
Karen ile bir süre bağlantılarını koparmış olsalar da, sonra tekrar görüşmeye başlıyorlar. Karen bu bu süre zarfında dizinin ismine yaraşacak şekilde hastalarından biriyle metres hayatı yaşamış, ünlü bir psikiyatr. Lakin adam ölünce bu yaşadığı yavaş yavaş çorap söküğü gibi ortaya çıkıyor ve başı belaya giriyor. Çoğu yerde kızdığım bir karakterdi. Yapma Karen yapma dediğim çok oldu. Sezon finalinde de aynı şekilde. Karen'ı Lost'tan tanıyoruz. Yunjin Kim kuğu gibi bir kadın esasen. 

Savi ise uzun zamandır çocuk yapmaya çalışan başarılı bir avukat. Kocası ile bunu sürekli deniyorlar lakin olmuyor. Beraber çalıştığı Dom ise aklını başından alıyor ve kocasının resmen başından savdığı bir gün Dom ile beraber oluyor. Olaylar karışıyor tabii. 

April ise kocasının ölümünden sonra kızıyla ayakta kalmaya çalışan iyi niyetli bir kadın. Tabii onunda başı dertten kurtulmuyor bir türlü. 

Veee içlerinde en sevdiğim Joss. Savi'nin amaan ya Joss iste diye bakılan kardeşi. Flörtçü, önüne gelenle yatan, bağlanmayan neşeli, esprili, eğlenceli bir hanım kızımız. 
İçlerinde bence en kırılgan ve duygusal olanı. Sürekli birileriyle yattığı için hiç kız arkadaşı yok, tek sahip olduğu ablasının arkadaşları. Bir lezbiyen müşterisinin yakınlığı onun arkadaş ve ciddi ilişki isteğini canlandırıyor. Alex ile arkadaş olmak istiyor, o ise Joss'tan hoşlanıyor. Oda olur diyor, sırf arkadaş olabilmek adına ilişki içine giriyor. O haline üzüldüm gerçekten. Patronu Olivier'e ise bayıldım, adam çok Cooldu. Özellikle de DeLorean'ı görünce resmen hayran oldum adama. 


Güzel diziydi, sezon finali ise heyecanlıydı. Tavsiye eder, finalde çalan Gin Wigmore şarkısıyla baş başa bırakırım sizi. 


  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS